Dört değerli birey, küçük bir kafeste hapsolmuş, sevimli yüzleri korku ve şaşkınlıkla dolu. Kamera, her hareketlerini yakalayarak cinselliklerinin ham, ilkel doğasını ortaya çıkarıyor.
Bu büyüleyici sahnede dört sevimli birey kendilerini küçük bir mahfaza içinde hapsolmuş bir şekilde buluyor, bedenleri birbirine sıkıca kenetlenmiş durumda.Yeni ortamlarının sınırlarını keşfederken atmosfer beklenti ile yükleniyor.Birbirleriyle oyunbaz bir şekilde etkileşime girdikçe masumiyetleri parlıyor, gözleri merak ve heyecanla parlıyor.Mekanın sınırları sadece karşılaşmalarının yoğunluğunu arttırmaya hizmet ediyor, her dokunuşları bedenleri arasından akıp giden zevk titremeleri gönderirken daha cüretkar hale geldikçe, engelleri eriyip gidiyor, yerini onları tüketen ham, ilkel bir arzu alıyor. Sıcaklık artar, bedenleri zamanın kendisi kadar eski bir ritimde hareket eder, inlemeleri zevk senfonisinde birbirine karışır. Ve doruk noktası yaklaştıkça, ezici coşku dalgalarına, vücutları paylaşılan deneyimlerinin yoğunluğuyla titreye titreye teslim olur. Bu sadece bir sahne değil, arzunun gücüne ve insan bağlantısının güzelliğine bir vasiyetname.